Değerlendirmeler

Değerlendirmeler

Mart 2020

Koronavirüs İzdüşümleri - 1

 

Dünya tarihinde birçok farklı siyasal ve finansal kriz yaşanmış olup, sürekli olarak bu krizlerin dünyaya birer ders verdiği düşünülmüştür. Bununla birlikte yine dünya tarihinde yaşanan birçok farklı doğal felaketin, insanlığı, doğaya karşı doğru şekilde davranmaya ittiğine inanılmıştır. Fakat inançlar, temenniler vb. duygular nasıl şekillenirse şekillensin, insanoğlunun, yaşamış olduğu her dönem bir ders alacak noktaya gelmesi son derece şaşırtıcı ve son derece ibretliktir.

Yaklaşık olarak 2020 yılının Ocak ayından bu yana, dalgalar halinde dünyayı tehdit eden Koronavirüs salgını, Şubat ayı sonu itibari ile “pandemic” yani evrensel bir salgın halini aldı. Üzerine tartışmaların her geçen gün daha da alevlenerek ilerlediği bu sorun, belki de insanlığın tarihinde hiç yüzleşmediği tehditler ile yüzleşmesine sebebiyet vermiş durumda. Konuyu çeşitli başlıklar halinde incelemek gerekirse siyasi, iktisadi ve insani açıdan değerlendirmeler yapmak son derece elzemdir.

Siyasi anlamda değerlendirildiğinde, Koronavirüs etkisi ile birlikte dünya genelinde, aslında devlet yönetimlerinin pek de yeterli olacak şekilde ülkelerini ve dünyayı yönetmediklerini anlamak mümkün. Türkiye, belki de salgını en doğru yönetmeye çabalayan ülkelerden biri olarak sürecin dışında bırakıldığında, dünyanın süper güç olarak değerlendirilen ülkelerinin hemen hepsinin son derece çaresiz kalmış görüntüleri, dünyanın bu salgından kurtulması adına umut ve şevk kırıcı niteliktedir. ABD başta olmak üzere Fransa, İspanya ve üzücü görüntülerinin tüm insanlığı yaraladığı İtalya, Koronavirüs sınavından sınıfta kalmış olarak gözükmekteler. Hele ki ABD’nin Nisan’ın ilk haftasında 20.000’li rakamlarla ifade edilen ölü sayıları, şaşalı yaşamı ile dünyaya pazarlanan New York’un sessizliği ile diğer büyük şehirlerin tıbbi malzeme konusunda bir Afrika ülkesinden farksız durumu, Başkan Donald Trump’ın kibirli duruşu yüzünden bir türlü nitelikli şekilde koordine edilemeyen Amerikan sağlık sistemi ve nihayetinde ABD siyasetindeki önemli isimlerin birbirleri ile taban tabana zıt açıklamaları, ABD’deki durumun, bir anda İtalya’yı unutturmasına sebebiyet vermiştir.

İtalya’dan bahsetmişken, bu ülke temelinde Avrupa’nın ve Avrupa Birliği’nin (AB) genel görünümünü de incelemek, Koronavirüs salgınında dünya siyasetinin ne denli çaresiz olduğunu anlamak adına yeterli olacaktır. Birçok haber ajansında, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in süreci yönetiş şeklinin son derece cesurca olduğu söylenmesine karşın bu durumun tam anlamıyla bir hedef saptırma amacı taşıdığını anlamamız uzun sürmedi. Zira Merkel’in Almanya’nın kurtuluşu konusunda “Herkes hastalığı bir kez geçirirse bağışıklık sistemi güçlenir!” şeklindeki gerçek ile pek örtüşmeyen görüşü, Almanya’daki ölüm sayılarının artmasına neden olmuştur. Avrupa’nın tıbbi çalışmalar açısından en önemli ülkelerinin Koronavirüs salgınına çözüm bulmak bir kenara dursun, birçok insana test yapılmasından öteye geçmeyen, temel sağlık gereçlerinden yoksun uygulamaları, aslında, yıllardır dünyaya medeni, gelişmiş ve kusursuz bir kimlik ile pazarlanan Avrupa’nın makyajsız yüzünün gösterilmesine de vesile olmuştur.

Çin, salgının merkezinde yer alan ülke olarak siyasi anlamda zayıfladığı yönünde değerlendirmelere maruz kalmaktadır. Fakat genel görünüme bakıldığında, aslında Çin’in, sıkı ve sert tedbirler ile süreci kontrol altında tutmuş olması, O’nu diğer ülkelerden ayırmaktadır. Her ne kadar ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden Çin’e, hastalığın yayılmasında etkisinin bulunduğuna dair suçlamalar gelse de bu suçlamaların meşru bir zemininin olmaması sadece Çin ile Batı arasındaki gerilimi tırmandırmaktadır. Nüfus yoğunluğu, üretim potansiyeli ve ekonomik gücü ile Koronavirüs salgını sürecinde halen hayatta kalmayı başarabilmiş bir Çin’in, bu gerilimden beklenen zararı görmeyeceği de aşikardır.

Konunun ikinci boyutu ve belki de hastalık geçse dahi uzun yıllar etkisini gösterecek olan noktası iktisadi hususlar ile ilgilidir. Bilindiği üzere dünya genelinde piyasalar, çeşitli, ancak birbirine taban tabana zıt olmayan görüşler neticesinde şekillenmekte ve oyuncular da buna göre pozisyon almak sureti ile faaliyetlerini sürdürmektedirler. Devletler gibi büyük oyunculardan bireysel yatırımcılar gibi küçük ölçekli oyunculara kadar herkes için küresel iktisadi yaşam, belirli kalıplar içerisinde işlemektedir. Fakat Koronavirüs etkisi ile birlikte yaklaşık dört aydır devam eden tartışmalar, endişeler, küresel ekonominin aslında nasıl yumuşak zemin üzerine kurulu bir “balon” ekonomisi olduğunu da göstermiştir. ABD’nin tarihinin en büyük işsizlik rakamlarını açıklaması ile birlikte yaklaşık 10 trilyon dolar değerinde karşılıksız para basımı neticesinde piyasaya dağıtılan nakit; AB’nin, hesaplanamaz bir şekilde artan işsizlik ve yoksulluk oranının öncelikle Euro Bölgesi olarak daha sonra da siyasi olarak dağılma tehdidini ortaya çıkarması; hali hazırda, zor nefes alan Latin Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya ekonomilerinin tabiri caizse kepenk kapatması; en önemlisi, doğal kaynakları ve işgücü yüksek ülkeler olan Rusya, İran, Çin ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin uzun vadeli iktisadi planlar yapamayacak şekilde ellerinin, kollarının bağlanması, gözle görülmeyen bir virüsün dünya ekonomisi için “Kral çıplak!” derken sesinin daha gür çıkmasına sebebiyet vermiştir.

Mutlak olan bir husus var; o da Koronavirüs salgını sonrasında dünyanın, ABD ve Çin arasında ikiye bölünmesinin kuvvetle muhtemel olduğu. Mutlaka ki Rusya başta olmak üzere sürecin içerisinde nitelikli ve sözü geçen siyasi aktörlerin varlığı da bakidir; ancak bu iki ülkeyi ayakta tutacak olan unsur, iki ülkenin de sahip oldukları devasa ekonomileridir. Trilyon dolarlık bir yıllık ekonomi devinimi olan ABD ve Çin, pandemi konusunda birbirleri ile çatışsalar dahi ortada genel durum, “Filler tepinir, çimenler ezilir!” sözünü hatırlatıyor. İşsizlik rakamları, özellikle ABD’de tarihin rekorunu kırmasına karşın Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülke ve bölgesindeki işsizlik tehdidi kadar büyük bir sorun ABD’nin başında değildir. Yine de Dünya Bankası ve IMF’nin, dünyanın tüm ülkeleri için (özellikle ve aşırı boyutlarda olacak şekilde, AB bölgesi temelinde) resesyon uyarısı yaparak mevcut krizin, 2008 yılındaki küresel finansal krizin yanında bir toz tanesi olarak kaldığına dair değerlendirmeleri, küresel ekonominin en az iki yıllık görünümünü eksi yönlü olarak belirlemiştir.

Son ve belki de en önemli başlık ise konunun insani boyutu. Şu an içerisinde bulunulan durum ne dünya savaşı ne iç savaş ne de belirli bir zümrenin sokaklara taşan isyanı; içerisinde bulunduğumuz sürecin teması bir salgın. Bu salgın, dünya genelinde yüz binlerce insanın ölümüne neden olurken ve yakın bir gelecekte bu durumun rakamsal olarak kötüleşmesi kuvvetle muhtemelken belki de sürecin en acı faturası masum halk kitlelerine kesilmiş vaziyette. Özellikle de yaşadıkları ülkenin medeniyet düzeyi olarak çok tepede konuşlandığını düşünen insanlar için yaşanan hayal kırıklığının tarifi kelimeler ile mümkün değil. Dünya genelinde her gün yüzlerce insan, yeterli derecede tıbbi yardım alamadıkları için yaşamlarını kaybediyorlar ki bu insanların hiçbiri Afrika’da yaşamıyor; bu insanlar ABD, Avrupa gibi ülke ve bölgelerin vatandaşları. Dünya, genel olarak ele alındığında, yakın gelecekte, bu sorunun çözümü adına bir adımın atılmasının da zor gözükmesi, mevcut kâbusun boyutlarını daha da tırmandırıyor. Her gün, takdire şayan mücadeleleri ile yürekli yüzbinlerce doktor, polis, asker ve daha nice insanla temas etmek zorunda kalarak mesleklerini icra eden insan, sevdikleri ile belki de son kez vedalaşarak evlerinden ayrılıyorlar. Ne yazık ki dünya, bu tablo karşısında, insanlığı korumak adına çaresiz. Çünkü bu hastalık için bir çözüm bulunsa da kalıcı etkiler yaratıp yaratmayacağını kimse bilmiyor. Güney Kore’de, iyileştiği varsayılarak sevinçle evlerine dönen insanların, kısa bir zaman sonra tekrar nükseden Koronavirüs hastalığına yakalanmış olmaları, salgının gelecek durumu ile ilgili endişeleri de arttırmaktadır.

Türkiye’nin bu süreçteki konumu, diğer birçok gelişmiş ülkeye, özellikle de Avrupa’ya göre çok daha iyidir. Her ne kadar sürecin içerisinde bariz eksiklikler söz konusu olsa da sosyal mesafenin korunması, evde kalınmasına dair sosyal mesajların yoğunlaştırılması, dayanışma kampanyası ile kısa zamanda toplanan yardımlar ve ABD ile Avrupa’da hastanelerde bile bulunmayan temel koruyucu ekipmanların devlet kurumları tarafından ücretsiz olarak dağıtılması, Türkiye’nin sürece dair farkındalığının ne denli yüksek düzeyde olduğunu göstermekte. Mutlaktır ki Türkiye’nin de sağlık alanında Koronavirüs ile mücadele konusunda çeşitli eksiklikleri olacaktır. Fakat genel görünüm, Türkiye’nin kendi toprakları içerisinde tehdidi daha iyi algıladığı ve bunun için de toplumun büyük bir kesiminin sorumluluk almaktan kaçınmadığıdır. İtalya’da ve Almanya’da, salgın tehdidinin ilk başladığı dönemde, devlet kurumlarının uyarı ve hatta cezai yaptırımlarına rağmen dışarıda, kalabalıklar halinde hareket eden insanların görüntüleri göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin bu süreçte, en azından salgının toplu etkilerini azaltmak adına daha yüksek bir bilinç değeri ile hareket ettiği söylenebilir.

Her ne kadar bilim insanları, politikacılar, ekonomistler ve stratejistler belirli bir tarih vermek sureti ile salgının etkisinin azalacağı ve virüs tehdidinin ortadan kalkacağı yönünde görüş bildirseler de dünya genelindeki ölüm rakamları, halen devam eden ve sonuca varmayan tedaviler, sürecin 2020 yılını geçerek 2021 yılına sarkacağı yönünde endişelere de neden olmakta. Bu yüzden, Koronavirüs tehdidinin sadece bir hastalık olarak değerlendirilerek insanların normal yaşamlarına dönmeleri adına söz konusu olan telkinler, sürecin çok daha tehlikeli getirileri olmasına sebebiyet verebilecektir. Fakat üzücü olan, özellikle dünyanın gelişmiş ülkelerinin, halklarının sağlığını hiçe sayarak, sadece iktisadi kaygılarla çalışma hayatına dönüş gerçekleştirmek adına ciddi bir baskı politikası uygulamaları; bu durumun, yakın gelecekte ölüm sayılarını arttırması kuvvetle muhtemeldir.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant PYRO_DEVELOPMENT already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 309

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant PYRO_STAGING already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 310

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant PYRO_PRODUCTION already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 311

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant ENVIRONMENT already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 313

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant SELF already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 492

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant EXT already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 495

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant BASEPATH already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 498

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant SITE_DOMAIN already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 501

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant ADDON_FOLDER already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 504

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant SHARED_ADDONPATH already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 507

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant FCPATH already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 510

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant SYSDIR already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 514

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant APPPATH already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 518

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant VIEWPATH already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 521

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Constant PYRO_DEMO already defined

Filename: public_html/index.php

Line Number: 533