America going back!
10 Ekim 2021
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Demokratların iktidarına bir reklam arası gibi giren Donald Trump döneminin ardından mührü Joe Biden’a teslim ederek Trump'ın bolca tartışmaya konu olan doğaçlamalarına son vermişti.
Trump görevi boyunca alışılmışın dışında birçok tavır ve politikayla gündemde oldu. Mevkidaşlarıyla olan ilginç iletişimi, seyahat tercihleri, First Lady Melania Trump’ı kameralar önünde düşürdüğü durum, uluslararası ilişkileri 140 karakterlik histerik tweetlerle etkilemesi gibi çok sayıda gariplikler silsilesi…
Trump'ın gidişiyle Amerikalılar başta olmak üzere bütün dünya Beyaz Saray'dan yeniden daha fazla diyalog, daha makul siyaset ve barışçıl bir sürecin başlatmasını bekliyordu.
Fakat Biden iktidarı beklentilerin çok uzağında bir başlangıçla birçok analisti açıkta bıraktı.
Naçizane bendeniz bu potada olanlardan değildim. Trump popülizmine olmadığı gibi onu göndermek üzere harekete geçirilen Biden popülizmine de kapılmadan gerçekçi analizler yapmaya çalıştım.
Şöyle ki;
"Kasım 2020 değerlendirmeler" başlığı altında kaleme aldığım yazımda: "Öte yandan yeni Başkan Biden, ABD’nin müttefikleri açısından da zorlu bir siyasi aktör olarak değerlendirilecektir." demiş,
Hemen akabinde yine bu blogda yer alan "Birleşik Devletler Dünya Düzenini Değiştirecek" başlıklı makalemde "AMERİKA ASLA ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK" arabaşlığı altında şu ifadelere yer vermiştim:
"Dünya uzun zamandır bir değişim sancısı yaşıyor. Günümüzün dünya düzeninin lokomotifi arıza yaparsa oyun kurucusu olduğu düzenin de değişmesinde yıkıcı etki yine Amerika’dan gelecek. Peki yeni düzen için yeni süper bir gücümüz var mı?"
Nihayet geldiğimiz noktada bu öngörüler doğrultusunda bir seyri tecrübe ediyoruz.
Trump kendi tarzında ve alışılmışın dışında da olsa diyalog kurmaktan geri durmuyordu. Biden ise diplomasi penceresini pandemiyi de kalkan yaparak neredeyse tamamen kapattı.
Bugün karşımızda dünyayı ofisinden yönetmeye çalışan, yaşı, rahatsızlıkları, merdivenlerden düşmesi ve basın toplantılarında sayıklamaya varan türlü garipliklerle sık sık gündeme gelen ancak dünya siyaset matematiğinde denge namına bir hamle ile henüz öne çıkamamış bir Joe Biden görüyoruz.
Bu durum Türkiye-ABD ilişkileri için de söz konusu. İki ülke arasında yakın tarihe baktığımızda gerginlik ve fikir ayrılıkları ne fazla olursa olsun iletişim kanalları hiçbir zaman bu denli kapanmamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM toplantısı için gittiği Amerika'da son 20 yıldır ilk kez bir ABD Başkanı ile görüşemedi ve buna haklı bir tepki de gösterdi.
Bunu siyasi saiklerle yorumlayanlar olsa da ben görüşmenin gerçekleşmemesini Biden yönetiminin yeni tarzının bir tezahürü olarak görüyorum.
Dış politikada kesinlikle milliyetçi-vatanperver bir noktada kalınması gerektiği kanaatini sık sık yineleyen birisi olarak teamüllerin Erdoğan yönetimine özgü bir biçimde terk edildiği algısını doğru bulmuyorum. Bunun çok basit bir sağlaması var.
Biden Erdoğan ile görüşmedi. Evet.
Peki Biden bir başka liderle görüştü mü? Hayır!
Bir istisna dışında ki o da İngiliz Başbakan Boris Johnson ile gerçekleşen ve çok önceden ilan edilen bir görüşmeydi. Zira bu görüşme de yine Biden hanesine eksi yazılan bir skandalla son buldu. (Not1:Kaçıranlar için olayı makalenin altında paylaşacağım)
Vaka şu ki; Biden iktidarı adı konmamış, süper güç sermayesinden yiyerek idare edilmeye çalışılan bir yönetim krizi içerisinde.
(Amerika is back)
'Amerika geri dönecek' sloganıyla aday oldu.
‘Amerika geri döndü’ sloganıyla zaferini ilan etti.
‘Daha fazla diploması’ sloganıyla göreve başladı.
Ancak henüz ilk ve en büyük vaadini dahi gerçekleştiremedi.
Son olarak Afganistan'da iktidarı Taliban'a devredip apar topar çıkarken 'Şimdi diplomasi zamanı' dedi.
Bu durum seçmenin tercihlerine de yansıdı. Emerson College'in son anketine göre seçmenlerin yüzde 47'si Trump'a, yüzde 46'sı Biden'a oy vereceğini söyledi. Anket 20 Ağustos-1 Eylül arasında 1200 kayıtlı seçmenle yapılmış.
Hayaller “America is back” iken gerçekler “America going back” oldu!
Amerika geri değil 'Geriye' döndü.
(Not 1: Biden - Johnson görüşmesinde İngiltere Başbakanı konuşurken uyuklayan Başkan Biden birden sayıklamaya başladı ve birden salon danışmanların “Teşekkür ediyoruz. Bu kadar yeter” çığlıklarıyla karıştı. Sözü kesilen İngiliz Başbakan ile birlikte Biden ile kameraların irtibatı birden kesildi.
10 Ekim 2021
28 Eylül 2021
24 Ağustos 2021
11 Ağustos 2021
01 Ağustos 2021